Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

Modern Psikolojinin En Güçlü Olduğu Alanlardan Biri 'Tedavi'

15.03.2018
Modern Psikolojinin En Güçlü Olduğu Alanlardan Biri 'Tedavi'
Prof. Dr. Recep Şentürk ile Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Medaim Yanık, “Psikolojik/Ruhî/Kalbî Hastalıklar ve Tedavi Metotları” konusunu ilm-i nefs ve modern psikoloji perspektiflerini mukayese ederek ele aldılar.

İlm-i Nefs ve Modern Psikoloji Diyoloğu’nun beşincisi İbn Haldun Üniversitesi Başakşehir kampüsünde gerçekleşti. İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk ile Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Medaim Yanık, “Psikolojik/Ruhî/Kalbî Hastalıklar ve Tedavi Metotları” konusunu ilm-i nefs ve modern psikoloji perspektiflerini mukayese ederek ele aldılar. 

Psikolojik hastalıkların tanı ve tedavisinin bugün modern psikolojinin en güçlü olduğu alanlardan biri olduğunu belirten Prof. Dr. Medaim Yanık, psikologların dünya genelinde en fazla klinik psikoloji ile ilgilendiklerini belirtti. Psikolojinin üç tane yoğunlaştığı alan olduğunu belirten Prof. Dr. Yanık, “Bir tanesi, insan zihni nasıl çalışır? İkincisi, insan toplulukta nasıl davranır? Üç, hastalık diyebileceğimiz durumlar hangileridir? Rahatsız olan insan ve normal insan nasıl sınırını nasıl belirleriz ve nasıl bir yardımda bulunabiliriz? O yüzden bu alan modern psikolojinin içerisinde oldukça gelişmiş bir alan.” dedi.

Prof. Dr. Recep Şentürk ise ilm-i nefs açısından her Müslümanın kendi kalbini bir şekilde gözetlemesi ve bir hastalık olup olmadığını kontrol etmesi gerektiğini dile getirerek, “Kur’an’ı Kerim’de kalpler hastalanır buyruluyor.” ifadelerini kullandı. Modern psikolojide üç grup sıkıntının olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yanık ise, “Bir; çocuklukta başlayan otizm gibi veya gerçek bir dikkat eksikliği gibi veya depresyon gibi veya alzheimer hastalığı gibi bir grup var. Bunlar daha çok beynin yapısıyla ilişkili bir problem. İkinci grup; kişilik özelliği dediğimiz, büyük oranda yapısal bir rahatsızlık, örneğin aşırı içe dönüklük. Üçüncü grup da ister çocukluğunda, ister erişkin hayatında stres veya travmatik yaşantılara maruz kalmış, buna maruz kalmasa bir sorun ortaya çıkmayacak fakat bu maruziyetten dolayı ruhsal sıkıntı yaşamış insanlar. Bunların sonucunda eğer kişi kendini tamir etmezse, kişi bunu aşabilecek süreçleri kendisi organize etmezse dışarıdan bir yardımla bu süreçlere katlı sağlanmaya çalışılıyor.” diye konuştu. Kalp rahatsızlığının sebeplerini anlatan Prof. Şentürk ise, sağlıklı kalbin Allah’ı zikreden bir kalp olduğunu söyledi. Prof. Şentürk, “Kalbin Allah-u Teala’yı zikretmesi lazım. Sağlıklı bir kalp Allah’ı zikreden bir kalptir. Allah’tan gafil ise bu hasta bir kalptir. Bizim güzel ahlak olarak isimlendirdiğimiz şecaat, iffet, adil davranma, paylaşımcılık, mütevazı olmak da yine kalbin işlevleridir ve davranış olarak dışarı vurur. İlm-i nefse göre bütün davranışlarımız kalpten beslenir. Dolayısıyla kalp bu işlevleri yerine getirmiyorsa, bu hasta bir kalptir. Kalbin en önemli işlevi hakikati bilmesi, kabul etmesidir, yani ilim, hikmet, marifet sahibi olması.”

"Modern psikoloji kalp sağlığını tedavide etkili araçlara sahip"

Prof. Dr. Medaim Yanık ise, klinik psikoloji ve psikiyatrinin kalp sağlığını tedavi etmede oldukça etkili araçlara sahip olduğunu belirten Medaim Yanık ise, “Modern psikoloji, hafif veya ağır haliyle ruhsal rahatsızlık yaşamış kişilerin tedavisi için uğraşır, böyle bir durumu olmadığı halde normali geliştirir. Uzun yıllar modern psikolojinin eksiklerinden biri buydu. Sadece rahatsızlık olan alana yoğunlaşıp, tedavi teknikleri geliştirmeye çalıştı, ama pozitif psikoloji hareketi artık normali de geliştirme, insanları var olan halinden daha pozitife çekme gibi bir gayret içerisine girdi. Buradaki en temel soru şu; normalle rahatsızlık dediğimiz şeyi nasıl ayırt edeceğiz? Bu durumda, bu hastalık kişinin hayatını ne kadar etkiliyor, kişi bu durumdan ne kadar muzdarip? Klinik psikoloji ve psikiyatri tam da bu insanlara hizmet edecek şekilde çalışıyor ve bu alanda oldukça etkili araçlara sahip.” şeklinde konuştu. Pozitif psikoloji ile ilm-i nefs arasında iyi bir diyalog kurulabileceğini ve ortak işler yapılabileceğini ifade eden Prof. Şentürk ise, “İlm-i nefs, Kur’an ve hadisi referans olarak aldığı için modern psikolojiden daha avantajlı bir durumda. Dolayısıyla pozitif psikolojiyle ilm-i nefs arasında güzel bir diyalog kurulabilir ve ortak işler yapılabilir. Özellikle pozitif psikolojinin Müslüman toplumlara uygulanması söz konusu olduğunda bu iş birliğini yapmak son derece faydalı olur. İlm-i nefste pozitif psikolojiye "kalplerin tıbbı" isminin verildiğini ifade eden Şentürk, şöyle konuştu: “Kalplerin tıbbının uzmanları alimler, özellikle de tasavvufla uğraşan alimlerdir. İnsanın kalbini yönetmesi gerekiyor, buna da siyaset’ül kalp  ismini veriyorlar. Çünkü kalbin içinde birçok farklı güçler var. Duygu ve düşüncelerin kalp içerisinde yönetilmesi icap ediyor. İtidalde olan insan, ilm-i nefs açısından kalben sağlıklı olan insan olarak kabul ediliyor.”

Prof. Dr. Yanık da, ilm-i nefsin pozitif psikolojiye çok ciddi katkı sağlayacağı kanaatinde olduğunu ve bunun psikoterapi alanında sağlanabileceğini ifade etti. Yanık, “Psikoloji, hasta diye adlandırılan insanlara yardım etmede iki yönteme sahip. Bir tanesi daha biyolojik tedaviler, ilaç ve versiyonu gibi. İkinci olarak da psikoterapi dediğimiz bir yöntem geliştirmiş durumda. Psikoterapi şöyle bir şey, bunun eğitimini almış, adına psikoterapist denilen bir kişi ile bir danışanın veya bir grubun etkileşime girerek onun sıkıntılarının tedavi edilmesi demek. İlm-i nefsin pozitif psikolojiye çok ciddi katkı sağlayacağı kanaatindeyim ve bunu psikoterapi alanında sağlayabilir.” değerlendirmesinde bulundu. Prof. Şentürk, ilm-i nefsin canlı bir varlık olduğunu ve hali hazırda uygulandığını söyledi. Şentürk, “Şu anda İlm-i nefsin tedavi metotları konusunda modern psikolojiden farklı bir yaklaşımı var. Peygamber Efendimizin vasıflarından bir tanesi de kalplerin tabibi olmasıdır.  Yaşadığı dönemdeki kalbi hastalıklara sahip insanları tedavi edip, onları en güzel ruh ve kalp sağlığına ulaştırmıştır.” ifadelerini kullandı. İmam Gazali’nin kalp hastalığı hakkındaki sözlerine dikkat çeken Prof. Şentürk, "Eğer bir insan ahlaki davranışları yapmaktan zevk alıyorsa, bu insanın kalbinin sıhhatli olduğunun bir göstergesidir. Ama Allah’ın haram kıldığı davranışları yapmaktan zevk alıyorsa, bu kalbin hasta olduğunun bir göstergesidir. İmam Gazali, 'Eğer bir kişi Allah’tan başka bir şeyi Allah’tan daha çok seviyorsa, bunun kalbi hastadır' diyor. Demek ki, Allah sevgisinin bir kalpte olması o kalbin sıhhatli olduğunu gösteriyor. Allah sevgisi çok ciddi bir şekilde insanın davranışlarına yansır.” dedi.

Fotoğraflar