İbn Haldun Üniversitesinde Kolokyum ve Rektör Çayı etkinlikleri devam ediyor.
12 Mart Salı günü dördüncüsü gerçekleştirilen Kolokyum’da, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Doç. Dr. Talha Köse “Türkiye’de Gençlik ve Radikalleşme” üzerine bir sunum yaptı. Doç. Dr. Talha Köse’nin İpek Coşkun ile birlikte yazdığı Türkiye’de Üniversiteler ve Radikalleşme kitabı geçtiğimiz aylarda Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından yayınlanmıştı. Yazarlar, kitapta saha çalışmasına dayalı özgün bulgu ve tespitlerini de paylaşıyorlar. Radikalleşmenin siyasi ve toplumsal bağlamı ile kavramsal arka planının ve radikalleşme süreçlerinin detaylı bir şekilde incelendiği kitapta, konuya dair uluslararası literatür taranarak güncel tartışmalara da yer veriliyor.
Doç. Dr. Talha Köse, sunumunda radikalleşmenin tanımına, radikallerin neyi amaçladıklarına ve genel olarak ortak özelliklerinin ne olduğuna dair genel bir giriş yaptı. Sunumunda radikaller ve aşırıcılık taraftarları arasındaki ortak düşünüş biçimleri ve temel bazı farklara da değinen Köse, radikalizmin şiddet içeren bir değişim ve dönüşüm biçimine sahip olmadığını fakat şiddetin onaylanması halinde bunun aşırıcı bir harekete dönüşebileceğinin altını çizdi. Mağduriyet ve grup şiddeti yaşayan, acı çeken ya da değerlerinin tahrip olduğunu düşünenlerin, radikalleşme dalgasının etkisine daha açık oldukları gibi farklı görüşleri de aktaran Talha Köse, konuşmasının devamında “Radikalleşme bir sonuç değil, bir süreçtir. Sürecin farklı aşamaları vardır ve her aşamada farklı önleme ve mücadele mekanizmaları geliştirilebilir” dedi.
Sunumunun ikinci kısmında Türkiye’de radikalleşme konusuna eğilen Doç. Dr. Talha Köse, Türkiye’de radikalleşme ve aşırıcılık olgusunun sol radikalleşme, Kemalist-devletçi radikalleşme, etnik radikalizm, dini radikalleşme, milliyetçi radikalleşme ve neo-radikalizm bağlamlarında incelenebileceğini belirtti. Aşırıcı grupların ağına düşmeye eğilimli üniversite öğrencilerinin profili ortaya koyularak, öğrencilerin iç ve dış faktörlerden ne şekilde etkilendikleri analiz edilerek ve radikal gruplara katılımına katkıda bulunan faktörlerin belirlenmesiyle, üniversitelerde siyasi aşırıcılığın önlenmesi için örnek modeller geliştirilebileceğini söyleyen Talha Köse, bu bağlamda yaptıkları saha çalışmasının detaylarını da dinleyicilerle paylaştı. Bir yılı aşkın sürede tamamlanan saha araştırmasında 11 ildeki 14 üniversitede yerinde gözlem yapılarak özgün veriler toplanmış. Ayrıca öğrenci, akademisyen, üniversite yöneticisi, STK temsilcisi, yerel yönetici ve kamu kurumu temsilcileriyle derinlikli görüşmeler de gerçekleştirilmiş.
Doç. Dr. Talha Köse, üniversitelerde gerçekleştirdikleri söz konusu saha araştırmasından elde edilen bazı bulguları da paylaştı. Buna göre Türkiye'de radikalleşme, üniversiteden önce başlayıp üniversitelerde kurumsallaşıyor. Türkiye'de radikalleşmenin bireysel dinamiklerini tespit etmek zor olsa da göç ve şehirlerin kontrolsüz büyümesi, radikalleşmenin artmasında önemli bir etkiye sahip. Sosyal ilişki ağları radikalleşme dinamikleri açısından belirleyici olmakla birlikte Türkiye’deki üniversitelerin mevcut ikliminin de öğrencilerin radikalleşmesine etkileri tartışılmalıdır. Ayrıca, radikalleşme karşıtı çalışmalarda daha fazla uyumlaştırıcı değere duyulan ihtiyaç dikkate alınmalıdır.
Anadolu’da cemaat dışı / tarikat dışı dini faaliyetler sınırlıdır ve cemaatlerdeki dini faaliyetler de öğrencilere çekici gelmemektedir. Gelecekten beklentileri sınırlı olan ekonomik olarak dezavantajlı öğrenciler radikalleşmeye daha açık olabilir. “Farkındalık, radikalleşmeye karşı koymanın anahtarıdır” diyerek konuşmasına devam eden Köse, gençlere her açıdan iyi örneklik teşkil edecek rol-modeller sunulabilmesinin önemine değindi. Talha Köse, radikalleşmeye karşı koymanın çok katmanlı bir iş olup, güvenlik bürokrasisinin bununla yalnız baş edemeyeceğini, koordinasyonun gerekli olduğunu da sözlerine ekledi: “Gençlerle temas halinde olan başta yükseköğretim kurumları olmak üzere liseler, yerel yönetimler, STK’lar ve emniyet güçlerinin bu konuyla ilgili çok yönlü kurumsal reflekslere ihtiyacı vardır. Bu noktada aralarındaki iş birliği ve iletişimi sağlayan unsurlar işletilen süreçleri de kolaylaştıracaktır.”
Sadece akademik kadromuzun katıldığı Kolokyum ve Rektör Çayı Serisi ile; samimi bir ortamda tüm öğretim üyeleri ve araştırma görevlilerimizin bir araya gelip kaynaşması, Üniversitemizle ilgili gelişmelerin paylaşılması, üniversite içi akademik tartışma ortamı oluşturulması ve her ay belirli konular etrafında birer öğretim üyemizin sunum yapması hedefleniyor. Etkinlik gelecek aylarda farklı konu ve konuşmacılarla devam edecek.