Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

'Gelenekli Yenilikçilik: Taklitten ve Tahriften Uzak bir Yenileme Stratejisi'

01.05.2018
'Gelenekli Yenilikçilik: Taklitten ve Tahriften Uzak bir Yenileme Stratejisi'
Prof. Dr. Recep Şentürk, son iki yüzyıldır Türkiye'de aydınların, cemaatlerin ve yöneticilerin gelenekçilik ve yenilikçilik ikilemi ile karşı karşıya bırakıldığını belirtti.

İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, son iki yüzyıldır Türkiye'de aydınların, cemaatlerin ve yöneticilerin gelenekçilik ve yenilikçilik ikilemi ile karşı karşıya bırakıldığını belirterek, tek başına geleneği ya da sadece yeniliği kabul edip, diğerini tam olarak dışlamanın en İslami olarak doğru ne de sosyolojik olarak mümkün olduğunu söyledi. 

Kriter Dergisinin son sayısında, "Gelenekli Yenilikçilik: Taklitten ve Tahriften Uzak Bir Yenileme Stratejisi" başlıklı bir yazı yazan Prof. Şentürk, son iki yüzyıldır aydınların, cemaatlerin ve yöneticilerin, "gelenekçilik mi, yenilikçilik mi?" şeklinde sahte bir ikilem ili karşı karşıya bırakıldığına dikkat çekerek, "Önlerine bu iki seçenek konulunca neredeyse tamamı yenilikçiliği tercih etmişlerdir. Çünkü gelenekçilik artık sürdürülemez ve savunulamaz bir tutum olarak görülmüştür" ifadelerini kullandı. Yenilikçiliğin anlamı konusunda farklı yaklaşımlara sahip birçok fikri akımın ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Şentürk, bunlardan en yaygın olanına göre yenilikçiliğin gelenek karşıtlığı olarak tanımlandığını belirtti ve ekledi: "Yenilik yapmak için geleneği reddetmek kaçınılmaz bir zorunluluk olarak takdim edilmiştir." Prof. Şentürk, İslami olarak konuya yaklaşıldığında Hz. Peygamber'in Cahiliyye önemi uygulamaları karşısındaki tavrında toptan bir ret yerine ayıklayıcı bir tavır sergilediğinin görüleceğini belirterek, "Cahiliyye geleneği karşısında bile böyle bir tavır sergilendi ise Osmanlı ve Türk geleneği karşısında İslam adına neden toptan bir ret tavrı sergilensin?" diye sordu.

"Bizim cevabımız gelenekli yenilikçilik"

Osmanlı ve Türk geleneğinin İslam dininden beslenerek şekillendiğini vurgulayan Prof. Şentürk, bu nedenle Osmanlı ve Türk geleneğinin toptancı şekilde reddedilmesinin İslami olarak da doğru olmadığını belirtti. Prof. Şentürk, "Sosyolojik olarak konuya yaklaştığımızda bir toplumun geleneğini toptan reddetmesi ve sosyal hafızasını sıfırlaması asla mümkün değildir. Örf, adet ve gelenekler uzun asırların tecrübesini yansıtır ve bir toplum tarafından kolay kolay terk edilemez." ifadelerini kullandı. Prof. Şentürk Kriter Dergisindeki yazısına şöyle devam etti: "Eğer yeniliği dışlayan bir gelenekçilik ve geleneği dışlayan bir yenilikçilik doğru ve mümkün değilse o zaman çözüm nedir? Bizim cevabımız: gelenekli yenilikçilik.

Bu yüzden gerçek gerilim, gelenekçilik ve yenilikçilik arasında değil 'geleneksiz yenilikçilik' ile 'gelenekli yenilikçilik' tutumları arasındadır. Dolayısıyla tartışma yenilikçilik stratejisi ve metodu hakkındadır. Kanaatimizce İslam’ın bir din ve medeniyet olarak ihyası gelenekli yenilikçilik metoduyla gerçekleştirilebilir. Bundan da öte yenilikçilik adına Batı taklitçiliğinin hakim olduğu toplumumuzda fikri bağımsızlığımızı kazanarak orijinal fikir ve sanat üretmeyi sadece gelenekli yenilikçilik sayesinde başarabiliriz." Prof. Şentürk, yazısının sonraki bölümünde "geleneksiz yenilikçilik" ile "gelenekli yenilikçilik" kavramlarını tartışarak konuya açıklık getirdikten sonra, medeniyet olarak nerede doğru konumlanılması gerektiğini anlattı.

Fikir ve aksiyon haritasında kendimizi konumlandırma

İslami akımların düşünce ve aksiyon haritasında doğru yerde konumlanmanın, din ve medeniyet bağlamında doğru kararlar alıp doğru işler yapılmasının yolunu açacağını belirten Prof. Şentürk, "İslam din ve medeniyetinin Asr-ı Saadet’ten bugüne kadarki tüm kazanımları bizim geleneğimizi teşkil eder. Bu gelenek canlı bir organizma gibi kendini sürekli yenilemiş ve halen de yenileyen bir gelenektir. Ancak bu yenilenme çabaları asla dini tahrife dönüşmemiştir. Çünkü usul-i fıkıh diye bilinen ve tüm İslam alimleri tarafından benimsenen bir metoda göre yürütülmüştür." diye yazdı. Prof. Şentürk günümüzde yenilik çabalarının tahrife dönüşme riski bulunduğunun altını çizerek, bunu önlemenin yolunun yenilikçiliğin usul-i fıkha göre yürütülmesi olduğunu belirtti. Prof. Şentürk yazısını şöyle noktaladı: "Gelenekli yenilikçilik tahrife düşme tehlikesini bertaraf etmek için İslam tarihi boyunca olduğu gibi günümüzde de usul-i fıkhı bir yenilenme ve güncelleme metodu olarak benimser ve uygular. Taklitten ve tahriften uzak bir yenilenme, orjinallik ve fikri bağımsızlık bu yolla gerçekleşebilir."

Prof. Dr. Recep Şentürk'ün Kriter Dergisindeki yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.