Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

“İlim Talebesi Araştırmalarında Özgür Olmalı”

27.04.2018
“İlim Talebesi Araştırmalarında Özgür Olmalı”
İbn Haldun Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi iş birliğiyle, Hadis alimlerinden Muhammed Avvâme için düzenlenen sempozyum sona erdi.

İbn Haldun Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi iş birliğiyle, Hadis alimlerinden Muhammed Avvâme için düzenlenen "Allame Muhaddis Muhammed Avvâme ve Hadis İlmindeki Çalışmaları" konulu uluslararası sempozyumda, asrın büyük hadis alimlerinden Muhammed Avvame’nin ilmi hayatı, hadis usulü ilmindeki çalışmaları ve görüşleri, dünyanın farklı üniversitelerinden gelen hocalar tarafından kapsamlı bir şekilde ele alındı. Sempozyumun açılış oturumunda konuşan Muhammed Avvâme, ilim talebelerinin araştırmalarında özgür olması gerektiğini söyledi. 

Hadis alimi Avvâme, Allah'ın en önemli nimetlerinden birinin İslam olduğunu belirterek, "İlim talebesi olarak yetiştiğim ve büyük hocalardan ders aldığım için Allah'a şükrediyorum. Medine-i Münevvere'de uzun süreler geçirdim. Burada ilk İslam üniversitesini kurdum. Bir de kütüphane kurmak nasip oldu. Kendimi ilme vermiş oldum. Allah'a şükür çok değişik kitaplara hizmet etmek nasip oldu." diye konuştu. Son durağının İslami ilimlere hizmet diyarı olan İstanbul olduğunu anlatan Avvâme, Allah'ın İslam alemine hizmet eden tüm devletlerin yanında olması temennisinde bulundu. Ulemanın çoğunluğunun metot şemsiyesi altında olması gerektiğine işaret eden Muhammed Avvâme, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece bir âlime ağırlık verilmemeli. Bir fıkıh ilme galip gelecek, ağırlık verecek şekilde olmamalı. Bir ilim diğerine galip gelip daha çok ehemmiyet verilmemeli, denge olmalı. Tenkit edebi edep de tenkidi aşmamalı. Bir ilim talebesi araştırmalarında özgür olmalı ama edepli de olmalı. Sözlere teslim olmamalı, eleştirel olarak yaklaşmalı ve doğruluğunu araştırmalı. Okuyucunun görevi büyük alimlerin karşısında teslim olmaktır. Her alimin sözü başımızda taçtır ama doğruluğundan emin olunmalı."

"Akıl Allah'tan ve Peygamber Efendimizden geliyor"

Muhammed Avvâme, akıl ve nakil arasındaki dengenin de kurulması gerektiğini ifade ederek, "Aklın birtakım sınırları var. Nakil Allah'tan ve Peygamber Efendimiz'den geliyor. Akıl, nakilleri birleştirmek ve aktarmak için vardır. Akıl, nakille çelişmez. Aklın kalkıp da nakle karşı durması doğru değildir, bu Yahudilerin adetidir. Aklın insanla çelişip karşı durması da söz konusu olamaz. Bu alimlerimizin metodudur, selefimizin üslubudur. Ulemamızın takip ettiği yol bunun üzerinedir." dedi. Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de, toplantıyı düzenleyenlere teşekkür etti. Prof. Dr. Görmez, "Ülkemiz, alimlerin sığınak yeri oldu adeta. Bu Allah'ın bize bir ikramı. İstanbul, fethedildikten hemen sonra, birçok İslam alimlerini karşıladığını biliyoruz. Süleymaniye kütüphanesi İslam ilimleriyle dolu dolu. Sadece Türkler, Araplar olarak değil, hepimiz beraber bunu gerçekleştirdik. Allah bize alimlerin hicret etmesini nasip etti. Bu bizim için bir şans." değerlendirmesinde bulundu.

Hadis ilminde altın zincir diye bir mefhum olduğunu aktaran Görmez, bu zincire dahil olan alimlerin yalnız alim değil büyük bir ekol olduğunun söyledi. Görmez, "İmam Buhari'den itibaren bir tartışma mevzu var. Ekol olan alimler var. Ebu Hanife tek başına bir alim değil, büyük bir alimdir. Ebu İmamül Harameyn bir ekol. İmam Gazali büyük bir ekol. Muhammed Zahidil Kevser-i bir ekol, Osmanlı devletinde son şeyhülislam vekili. Yine altın isnattan hocamız Muhammed Avvame. Bu ilmi olarak bir altın silsile. Yöntem, metod ve ahlak, yaratılış olarak da bir altın silsile. Her birisini Rabbani alim diye tavsir edebiliriz. Üçü de iğneyle kuyular kazdılar Peygamberimizin mirasını sunmak için. Bize çok değerli bilgiler takdim ettiler. Biz sadece bilim ve bilgi almadık, bu hocalarımızdan edepli olayı öğrendik. Hilaf anlaşmazlık edebini öğrendik. Tenkit ve latif üslubunun öğrendik. Bizler bu günlerde tenkidin edebi ve edebin tenkidine ihtiyaç duyuyoruz. Bunlar alim elbisesi giyiyorlar ama edepten mahrumlar. Onlar internette kürsüye oturuyorlar ama onlarda edep göremiyoruz. Kitaplarında sadece ilim ve bilgi var. Ama öyle kitaplar da vardır ki, onları okuduğunuzda, yazan alime talebe olduğunuz hissine kapılıyorsunuz. Kevseri, Avvame gibi hocaların kitaplarını okuduğumuzda kendilerine talebe gibi hissediyoruz." şeklinde konuştu.

Fotoğraflar