İbn Haldun Üniversitesi Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı, “Müezzinân-ı Dersaadet” Tasavvuf Musikisi konserinde İstanbul’un seçkin müezzinlerini Üniversitemizin mensuplarıyla buluşturdu.
Başakşehir Yerleşkemizde 12 Aralık Çarşamba günü gerçekleşen konserde Yavuz Sultan Selim Camii Müezzini Aziz Hardal, Sultan Ahmet Camii Müezzini M. Hadi Duran ve İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Öncel, Hz. Peygamber (s.a.s.) temalı ilahileri icra etti. Sultan Ahmet Camii Müezzini M. Hadi Duran’ın okuduğu aşr-ı şerifle başlayan programda katılımcılara Yunus Emre, Alvarlı Efe Hazretleri, İsmail Hakkı Bursevi, Gazali, Nesimi ve Hafız Sadettin Kaynak gibi önemli şahsiyetlerin güfte ve bestelerinden oluşan zengin bir repertuar sunuldu.
Programın açılışında konuşan İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, Aziz Hardal ve M. Hadi Duran gibi bu işin piri olan sanatçıların Üniversitemize gelmesinin özellikle öğrencilerimiz için güzel bir fırsat olduğunu belirtti. Prof. Dr. İrfan Gündüz, Mesnevi’nin ‘bişnev’ yani ‘Allah’ın kelamını iyi dinleyin’ sözü ile başladığını ifade ederek, “Bizim kültürümüz şifahi kültürdür; kulağa dayalı kültürdür. İnsanlar kulağından sulanır. Bir adam sağırsa aynı zamanda dilsizdir. Konuşmayı da öğrenemez. O yüzden bizim bütün kültürümüz kulağa dayalı verildiği için ezan bu işin diplomatik bir misyonudur.” diye konuştu. Prof. Dr. İrfan Gündüz, kültürümüzde sesin güzelinin, sözün güzelinin ve sazın güzelinin kullanıldığının; aslolanın dinleyeni irşad etmek, kulağına hakikati fısıldayarak onları Allah’a yönlendirmek ve Allah’a çağırmak olduğunun altını çizerek, “Bu anlamda ezanın diplomatik bir misyonu da vardır, dinleyeni Hakka davet eder.” dedi.
Prof. Dr. İrfan Gündüz, müezzinlerinin mukaddes misyonunun önemini ifade ederek şu anekdotu paylaştı: “Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye’yi inşa ettirdiğinde 2 imam, 2 hatip, 2 vaiz ama 24 müezzin istihdam edilmesini şart koşmuştur ve alınacak müezzinler için imamlardan daha çok kriter istemiştir. Zira imam da hatip de vaiz de Müslümanlara hitap edecek, fakat müezzinin diplomatik bir sorumluluğu var. O ezan okuduğu zaman kafir de dinleyecek münafık da dinleyecek, ateist de dinleyecek. Herkes dinleyecek.” Gündüz, müezzinlerde olması gereken özellikleri ise şöyle anlattı: “Müezzinlerin öncelikle çok güzel, davudi bir sese sahip olması gerekir. İkincisi musiki, makamât ve elhan-ı icraya muktedir olmalıdır. Çünkü hangi vakitte hangi makamı dinleyenler o vakitte o makama koşarlar, bu ayrıntılar bile tespit edilmiştir. O yüzden müezzinlerin, hangi vakitte hangi makamda ezan okunması gerekiyorsa o makamda ezanı okuyabilecek bilgi birikimine sahip olması gerekir.” İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Öncel ise musikide İstanbul tavrının çok önemli olduğunu vurgulayarak, bunun iki önemli temsilcisini üniversitemizde ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını belirtti ve tüm katılımcılara teşekkür etti.