İbn Haldun Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Berktay, İsrail’in haksızlıklarına karşı meşru müdafaa gibi gerekçelerle şiddet, silahlı mücadele ve savaş yoluyla sonuç almanın sonu vermeyeceğini belirterek, “İsrail’in ancak çok kapsamlı bir barış cephesiyle alt edilebileceği kanısındayım. Bunun da uzun soluklu bir mücadele olması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Üsküdar Belediyesi tarafından düzenlenen "Kudüs İsrail'e Başkent Olur mu?" konulu panele, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Berdal Aral, Marmara İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Taşpınar, Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı ile birlikte katılan Prof. Berktay, Filistin davasında başarılı sonuç elde edebilmek için Arap ülkelerinin ve Filistinli örgütlerin silahtan ellerini çekmeleri ve şiddet ile terörün sadece İsrail tarafından yapıldığının gösterilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Berktay, "İsrail içindeki muhalefet unsurlarına da hitap eden, İsrail'i 'var olmak ya da olmamak' tercihiyle yüz yüze getirmeyen ve böylece İsrail halkını Siyonizm ve Amerikan emperyalizminin kucağına itmeyen kapsamlı bir barış cephesi oluşturulması gerekiyor" diye konuştu. Prof. Berktay, İsrail’in milliyetçi ideolojisinin müthiş bir bağlayıcılığı olduğunu dile getirerek, “İsrail herkesin bildiği bir sır olarak nükleer silahlara da sahip. Çevresindeki bütün Arap ve Müslüman ülkelerden teknolojik ve bilimsel bakımdan kat be kat üstün. Arkasında Amerika ve Batı’nın ve hatta Rusya’nın desteği olan bir ülke. Arap ülkelerinin kendi aralarındaki bütün bölünmüşlükler, bütün Batı’ya yanaşmışlıklar ve bütün isteksizliklerle birlikte, Filistin Devleti’nin meşru müdafaa hakkına Arap ülkelerinin de katılması davetini yaparak seferber olmalarını beklemek, olmayacak duaya âmin demektir. " şeklinde konuştu.
Prof. Berktay, “Kudüs işgalin başkenti oldu diye düşünüyorum. Dünyamızın gerçeği bu. Trump’ın Amerika’sının aldığı kararı başka ülkeler izleyecek mi, bundan emin değilim, belki de izlemeyecekler. Şu anda Kudüs işgalin başkenti olmuş durumda. 'Haksız kazanmaz' diye bir şey yok, kazanabiliyor. Orta ve uzun vadede ne olacak, yaşayıp göreceğiz.” dedi. Zeynep Türkoğlu'nun moderatörlüğünü yaptığı etkinlikte konuşan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Berdal Aral ise, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin harekete geçirilmesi gerektiğine işaret etti. Prof. Aral, “İsrail’in Filistin’e ve komşu Arap ülkelerine yapmış olduğu saldırı ve zarar, uluslararası hukuka aykırı ve bu insanlık suçu aynı zamanda. BM Güvenlik Konseyi'nin devreye girip İsrail’e karşı yaptırım kararı alması gerekiyor. Tüm bunlardan bir sonuç elde edemezse, savaş kararı alması lazım İsrail’e karşı. Bir diğer çözüm olarak İslam İş Birliği Teşkilatı’nın İsrail’e karşı top yekün ambargo uygulaması lazım.” dedi. Filistin ve Kudüs sorununun dört başlıkla çözüme kavuşacağını ifade eden Türk Arap Medya Derneği Başkanı gazeteci Turan Kışlakçı ise, şöyle konuştu: “Uluslararası sistem her ne kadar güçlünün yanında olsa bile, bizim uluslararası hukuku faaliyete geçirmemiz gerekiyor. Yahudileri uydurma efsanelerine karşı Filistin’in haklı efsanelerini tüm dünyaya yaymak ve bunu gündeme taşımak gerekiyor. Dünyanın her yerinde bu meseleye ilişkin toplantılar yapıp, Filistin ve Kudüs ile ilgili farkındalık oluşturmak gerekiyor. Bu sadece Kudüs’ü kurtarmayacak, İslam dünyasının da geleceğini kurtaracak. Ve son olarak, yeni bir medyaya ihtiyacımız var. Sözleri tüm dünya tarafından takip edilen, güçlü ve aydın entellektüellere ihtiyacımız var. Kudüs, Müslümanlar hükmettiği dönemlerde barışı yakalamıştı. Fakat ne Hristiyan ne de Yahudilerin dönemlerinde barışı yakalayamadı.” Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Taşpınar da, Kudüs meselesini çözmek için Ortadoğu uzmanlarına ihtiyaç olduğunu, bu işin çok ciddi olarak araştırılması gerektiğini belirtti.