Türkiye’de aday öğrencilere yönelik düzenlenen ilk ve tek tercih programı olma özelliğini taşıyan TercihFest’25, İbn Haldun Üniversitesi tarafından İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliğiyle 25 Temmuz Cuma günü İbn Haldun Külliyesi’nde başladı. Üç gün sürecek ve 27 Temmuz Pazar günkü Zirve Konuşmaları’nın ardından sona erecek olan etkinlik boyunca üniversite sınavına giren, tercih sürecine hazırlanan ve ülkemizin 51 şehrinden gelen aday öğrenciler, üniversite yaşamını yakından tanıma ve doğru tercihler için rehberlik alma fırsatı bulacak.
Bu yıl “Yarınki Türkiye” temasıyla gerçekleştirilen TercihFest’25’te, ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak bireylerin sahip olması gereken bilgi, beceri ve değerlere odaklanılıyor. 236 farklı liseden gelen aday öğrencilere; özel olarak hazırlanan atölyeler, örnek dersler, kampüs turları, akademisyenlerle birebir görüşme, mezunlarla tanışma, kariyer planlama atölyelerine katılma ve doğru tercih için farkındalık sağlayacak tercih danışmanlığı imkânları sunuluyor. Aynı zamanda dijital dönüşüm, yapay zekâ, sürdürülebilirlik, etik liderlik gibi başlıklarda düzenlenen oturumlar sayesinde hem sosyal bilimlerde hem de mühendislikte güçlü bir gelecek inşa etmenin yolları tartışmaya açılıyor.
Zengin bir içerikle devam eden ilk gün oturumları, kampüs bahçesinde Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz'ın teşrifleriyle gerçekleştirilen akşam yemeğiyle sona erdi.
Yemekte bir konuşma yapan Cevdet Yılmaz, İbn Haldun Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen programın anlamlı bir öğrenme ve keşif süreci olduğunu vurguladı. Tercih döneminde rehberlik faaliyetlerinin geçmişe kıyasla çok daha hayati hâle geldiğini vurgulayan Yılmaz, “Etkili ve isabetli bir tercih, geleceğinizi şekillendirecek en önemli adımlardan biridir” dedi. "Yarınki Türkiye" teması çerçevesinde nitelikli ve donanımlı birey yetiştirmenin toplumsal kalkınmanın anahtarı olduğunu belirtti. Yılmaz, özellikle üniversite tercihinde üç temel unsurun önemine dikkat çekti: Şehir, üniversite ve bölüm. Öğrenim görülecek şehir ortamının ve sosyal imkânların eğitim kalitesiyle doğrudan ilişkili olduğunu söyleyen Yılmaz, üniversite tercihlerinde de köklü kurumların yanında, güçlü vizyona sahip yeni vakıf üniversitelerinin de değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Bu noktada İbn Haldun Üniversitesi’nin mimarisi, kampüs altyapısı, yeşil alanları, çok dilli eğitimi, uluslararası yapısı ve akademik kadrosuyla öne çıktığını belirtti. Sosyal bilimlerin günümüzde teknik bilimler kadar hayati olduğunu dile getiren Yılmaz, “Geleceğin dünyasında güçlü sosyal bilimcilere ihtiyaç duyacağız. Karşı karşıya olduğumuz karmaşık problemler, ancak disiplinler arası bir yaklaşımla çözülebilir” dedi. Sosyal ve teknik bilimlerin birbirini tamamlayıcı yönlerini, ahlak ve etik değerlerle birleştiren bir eğitim anlayışının gerekliliğine vurgu yaptı. Öğrencilere seslenerek sorumluluk almanın önemini hatırlatan Yılmaz, “İrade sahibi olmak, tercih yapabilmeyi ve o tercihin sorumluluğunu üstlenmeyi gerektirir. Bugün seçtiğiniz bölümde en iyisi olmak için çaba göstermelisiniz. Rehavet değil, disiplinli ve vizyoner bir üniversite hayatı sizi bekliyor” ifadelerini kullandı.
Yemekte katılımcı gençleri selamlayan İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, gençleri “geleceğin mimarları” olarak tanımlayarak sözlerine başladı. Türkiye’nin kalkınmasında ve dünyada daha adil bir düzenin inşasında gençlerin kritik bir rol oynayacağını vurgulayan Gündüz, gönül coğrafyasına sınır koymayan, kapsayıcı ve kuşatıcı bir eğitim anlayışıyla ilerlediklerini söyledi. Üniversitenin kuruluş felsefesine değinen Gündüz, yeni bir medeniyet tasavvuru iddiasıyla yola çıktıklarını ve bu iddiayı hem akademik başarı hem de kültürel derinlikle beslediklerini vurguladı. Konuşmasını “Sürükleyici, lider, yıldız gençlerle yol almak istiyoruz” sözleriyle tamamlayan Gündüz, gençlere hem bireysel hem toplumsal başarıyı sürdürülebilir kılma çağrısında bulundu.
TercihFest yemeğinde İbn Haldun Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Atilla Arkan ile İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal da katılımcılara hitap etti. Prof. Arkan konuşmasında aday öğrencileri üniversitede ağırlamaktan büyük gurur duyduklarını ifade etti. Zorlu bir zaman diliminden geçen gençlerin, kendi geleceklerini inşa etme sürecinde olduklarını vurgulayarak İbn Haldun Üniversitesi’nin sekiz yıldır sosyal sorumluluk bilinciyle TercihFest programını sürdürdüğünü söyledi. Konuşmasında “Sosyal bilimler öğrencisi olmak ne demektir?” sorusunu gündeme getiren Prof. Arkan, Türkiye’de uzun yıllar ihmal edilen sosyal bilimlerin yeniden değer kazanması gerektiğini söyledi. Ülkenin karşı karşıya kaldığı pek çok sorunun ardında süreklilik arz eden ve yaratıcı çözümler üretilmemesinin yattığını belirterek “Ortak akla, ekip çalışmasına ve farklılıklara saygı duyan bireylere ihtiyacımız var. Bu sebeple sosyal bilimler, ülkenin geleceğini inşa etmede temel bir rol üstlenmektedir” dedi. Ayrıca “Daha adil bir dünya ve güçlü bir Türkiye için, sosyal bilimler ve mühendislik başta olmak üzere tüm alanlarda nitelikli insan kaynağına ihtiyaç var,” diyen Prof. Arkan, tarihsel birikimi bugünün analiziyle harmanlayarak “yarının Türkiye’sini” inşa etmeye odaklandıklarını ifade etti.
Prof. Dr. Hasan Mandal da konuşmasında başarmanın yeni sorumluluklar doğurduğunu belirterek gençlerin omzundaki yükü ve potansiyeli hatırlattı. Programın, bireyden topluma, Türkiye’den dost coğrafyalara ve insanlığa uzanan bir umut taşıdığını vurguladı. Sosyal bilimlerle mühendislik ve teknoloji alanlarının birlikte çalışmasının önemine değinerek İbn Haldun Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliğini bu açıdan anlamlı bulduğunu ifade etti. Sosyal bilimlerin ve teknolojinin, birbirini bütünleyen yapılar olduğunu belirten Mandal, üniversitelerin bu bütünselliği geliştirecek sorumluluğa sahip olduğunu söyledi. Ayrıca toplumsal etkisi olmayan bilimin ve teknolojinin anlamını yitirdiğini belirterek, “Sizlere rağmen değil, sizlerle birlikte üretmek istiyoruz. Bilimi ve teknolojiyi toplumla beraber üretmeliyiz” dedi. Konuşmasında “etki” kavramının altını çizen Mandal, teknoloji ve ekonomiden öte, toplumla buluşan bilimsel üretimin sürdürülebilir geleceğin anahtarı olduğunu ifade etti.