Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

İbn Haldun Akademi’de Değerli İsimler Gençlerle Bir Araya Gelmeye Devam Ediyor

21.05.2024
İbn Haldun Akademi’de Değerli İsimler Gençlerle Bir Araya Gelmeye Devam Ediyor
Seyreltilmiş Zamanlar temalı İbn Haldun Akademi 2024 programının 3. ve 4. hafta oturumlarında birbirinden kıymetli akademisyenler, ülkenin dört yanından lisans ve lisansüstü öğrencileriyle buluştu.

Seyreltilmiş Zamanlar teması altında devam eden ve gerekse yüz yüze gerekse online olarak ülkemizden konuyla ilgili birçok üniversiteli genci buluşturan İbn Haldun Akademi, 11 Mayıs ve 18 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen oturumlarında Rektörümüz Prof. Dr. Atilla Arkan ve öğretim üyelerimiz Prof. Dr. Alev Erkilet, Doç. Dr. Vahdettin Işık’ın yanı sıra, Prof. Dr. Ahmet Ayhan Çitil,  Prof. Asım Cüneyd Köksal ve Prof. İsmail Kara gibi değerli akademisyenleri ağırladı. 

Bir Şeyleri Anlamak İçin Evvela Durmak Gerekir 

 Akademinin 3. haftasının ilk oturumunda Medeniyetler İttifakı Enstitü Müdürümüz Doç. Vahdettin Işık, “Tarihin İkindi Vaktinde Yaşamak” konulu seminerinde bu denli çeşitlilik ve farklılıkla kuşatıldığımız günümüz dünyasında farkındalığımızı nasıl koruyacağımız sorusuna değinirken, çokluk ile seyreklik arasında zıt bir anlam ilişkisi var gibi görünse de “Seyreltilmiş Zamanlar”da yaşamak ile çokluk arasında ontolojik bir bağ olabileceğini dile getirdi.

4. haftanın ilk oturumunda seminerine devam eden Doç. Işık, kâmil insan olabilmek için risk almak ve bedel ödeyebilmek gerektiğini ifade ederek, ancak böyle olgunlaşılacağını ve kimlik kazanılabileceğini de ekledi. İkinci olarak emek ve tecrübenin önemine dikkat çeken Doç. Işık, bağışlanmış, çabasız kazanılmış hiçbir şeyin bize ait olamayacağını eklediği konuşmasını, izzet sahibi olmanın makam sahibi olmaktan daha önce geldiğini belirterek sonlandırdı. 

Doç. Vahdettin Işık’ın ardından Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyemiz Prof. Alev Erkilet, “Seyrekleşen Değerler” isimli seminerini sundu. Eğer bizim olduğunu düşündüğümüz gibi bir seyrekleşme varsa bunun toplumun arka planında gerçekleşen bir değişimin sinyali olduğunu ifade eden Prof. Erkilet, öncelikle sosyal değişimin sosyolog gözüyle tanımını yaptı. Sekülerleşmenin de bir değişme olduğunun altını çizen Erkilet, “Kompartımanlaştırma” olarak adlandırılan politikanın ülkemiz ve dünya Müslümanlarının önünde duran en büyük engel olduğunu ifade etti. Erkilet, konuşmasını devletin dahi müdahale edemediği “özel mülk” kavramının eleştirisiyle sonlandırdı.

Akademinin 4.haftasında, “Seyrekleşen Değerler” seminerinin devamında Prof. Alev Erkilet, “geç modernite” kavramını analiz etti. Günümüz sosyologlarının “postmodern” terimini kabul etmediğini, bunun yerine “geç yahut radikal modernite” kavramını tercih ettiklerini belirten Prof. Erkilet, bunun halen kapitalist bir toplum düzeni içinde yaşıyor olduğumuzdan ileri geldiğini ancak bu yapının artık kendini evrimleştirebilecek bir noktaya gelmiş olduğunun da kabul edildiğini ifade etti. 

Çağınız ve Sizden Önceki Diyalektik Tartışmaların Takipçisi Olun 

3. hafta oturumlarında Prof. Alev Erkilet’in seminerinin ardından “Ah Keşke Şu Tezi Birisi Yazsa!” konulu konferansında Prof. Ayhan Çitil, zaman yönetimi sorununun esasının zaman kavramının kendisi olmadığını, asıl önemli olanın öncelikle “Ne yapmalıyım?” sorusuna cevap vermek olduğunu ifade etti. Bir öğrencinin, geleceğin akademisyen adayı olarak akademiye girdiği anda aslında yıllardır süregelen cedelî tartışmaların bir parçası olduğunu belirten Çitil, Tanrı’nın varlığı tartışmasının da özünde cedelî bir tartışma olduğunun altını çizdi. 

Akademisyenliğe niyet etmeden önce kişinin kendinden önceki dönemde hangi diyalektik tartışmalar yapılmış ve halihazırda yaşadığı dönemde hangi diyalektik tartışmalar yapılıyor sorularının cevabını araştırması gerektiğini ileten Prof. Ayhan Çitil, tartışmaların evrildiği yönden memnun olmayan akademisyen adayının mevcut tartışmayı kendi çalışmaları ekseninde hangi yöne çekmek istediğine karar vermesi gerektiğini de ekledi. Çitil, “Ah Keşke Şu Tezi Birisi Yazsa!” isimli konferansını günümüz akademyasında güncel kalmaya çalışmanın önemine değinerek sonlandırdı. 

Elmalı’nın Eserleri Dünya Çapında Birer Hazinedir 

İbn Haldun Akademi’nin 3. haftasının son oturumunda Prof. Asım Cüneyd Köksal, Rol Model Konuşmaları kapsamında büyük İslam âlimi ve müfessir Elmalılı Hamdi Yazır’ın hayatı, örnek kişiliği ve eserlerinden bahsettiği konuşmasında genç lisans ve lisansüstü öğrencilerine ilham verici anekdotlar sundu. Elmalılı’nın şahsiyetinde günümüz insanına bakan taraflarıyla birlikte dikkat çeken noktaların şahsında şekillenen tüm ilim ve sanatlara karşı duyduğu dipsiz bir merak olduğunu belirten Prof. Köksel, Elmalılı’nın aynı zamanda müthiş bir odaklanma gücü, çalışma azmi ve ilkelerinden taviz vermeyen dik bir duruşa sahip olduğunu da ekledi. Kendisinin “Hak Dini Kur’an Dili” isimli eserinin tarih boyunca İslam dünyasında tartışılan ne kadar önemli konu varsa hepsine dair felsefi, şer’i ve hatta doğa ilimleriyle hemhal olan yorumlar getirdiği bir eser olduğunu ifade eden Köksal, Hamdi Yazır’ın yakınlarına göre kendisinin ele aldığı her konuda uzman seviyesinde konuştuğunu aktardıklarını da belirtti. “Hak Dini Kur’an Dili”ni dünya çapında bir eser olarak niteleyen Köksal, Arapça’ya çevrilmemiş olmasının Arap âlemi için büyük bir kayıp olduğunun da altını çizerek konuşmasını sonlandırdı. 

Bu Seyreltilmiş Zamanlarda Yapmamız Gereken İlk Şey İletişim ve Karar Verme Becerilerimizi Geliştirmektir

4. hafta oturumlarında “Aile, Kurumlar ve Toplumun Dönüşümü” başlıklı bir konferans veren ve “Seyreltilmiş Zamanlar”ın tam tersinin hızlı akan, akışkan zamanlar yani şimdi içinde yaşadığımız dönem olduğunu vurgulayan Rektörümüz Prof. Atilla Arkan, içinde yaşadığımız için bizim fazla fark etmediğimizi ancak baba ve dedelerin en çok şikâyet ettiği şeyin zamanın çok hızlı akması olduğunu hatırlattı. Türk toplumunun genetik kodları itibariyle kaygılı ve güvenlik arzulayan bir toplum olduğunu ifade eden Prof. Arkan, iletişimin ve karar verebilme kapasitesinin geliştirilmesin önemli olduğunu belirtirken tüm bu davranış modellerinin ilk olarak aile bireyleri arasında geliştirilmesi gerektiğinin önemini de vurguladı. 

Rektörümüz Prof. Arkan’ın ardından 4. haftanın son oturumund Prof. İsmail Kara, “Nasıl Yaşadılar: Nurettin Topçu” isimli konferansında gençlerle bir araya geldi. 

Mutlak İtaate Ulaşmanın Yolu Diğer Tüm Kademelere İsyan Etmektir 

Rol Model Konuşmaları kapsamında yazar, akademisyen ve fikir adamı Nurettin Topçu’yu anlatan Prof. İsmail Kara, geçmişte birey ahlakı diye bir bilinç olmadığını, toplum ahlakı bilinci olduğunu vurguladı. “Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım” gibi sorgusuz sualsiz toplumun gerekliliklerine uyan anlayış tarzının kaybolduğunu ifade eden Prof. Kara, insanın hürriyetini isyan kademelerinde kazandığının altını çizdiği konuşmasında Nurettin Topçu’nun milleti ve devletini azami derecede önemseyen bir düşünür olduğunu ekledi. Kara, konuşmasında “mutlak itaat”e ulaşmak için insanın diğer tüm kademelere isyan etmesi gerektiğini de belirtti. Nurettin Topçu’nun tasavvufun red ve tenkit edildiği dönemde belki de istisnai denebilecek şekilde tasavvufu mefkuresinin en üst basamağına yerleştirdiğini ifade eden Prof. İsmail Kara, Rol Model Konuşmaları oturumunu soru ve cevap bölümünün ardından sonlandırdı.

Fotoğraflar